https://hitmagazin.com.tr/yazarlar/asli-donmez/nova-etkisi-sans-mi-sanssizlik-mi/102/
NOVA ETKİSİ: ŞANS MI ŞANSSIZLIK MI?
Hayat… Öyle bir bilmece ki, bazen “Oh be! Nihayet işler yoluna girdi” dersiniz, ardından gelenler sizi halay ekibine alınmamış gibi kıvranmaya iter. İşte bu garip dengeye Nova etkisi diyoruz. Yani, bir şeyin önce iyi görünmesi ama sonra “Acaba iyi mi oldu kötü mü?” diye sorgulatan sonuçları…
AT GİTTİ, KÖYLÜ RAHAT
Bu kavramın çıkış hikâyesi Çin’den ama bizim Türk milletiyle birebir uyuyor.
Hikâyeyi bilirsiniz: Bir köylünün atı kaçıyor.
Komşular geliyor, “Eyvah, bu çok kötü bir şey!” diyor.
Köylü, pek de oralı olmadan “Belki de,” diyor.
Ertesi gün at, yanında vahşi bir sürü atla geri dönüyor.
Komşular hop geliyor: “Bu harika bir şey!”
Köylü yine cool: “Belki de.”
Derken köylünün oğlu atlardan birine binmeye çalışırken düşüyor ve bacağını kırıyor.
Komşular panik: “Bu korkunç bir şey!”
Köylü oralı değil: “Belki de.”
Sonunda savaş çıkıyor, sağlam gençler askere çağrılıyor, köylünün sakat oğlu evde kalıyor.
Komşular yeniden: “Vay be, ne şanslı adamsın!”
Köylü yine rahat bir ifadeyle: “Belki de.”
Bir an durup düşünüyoruz: Ee biz de böyle değil miyiz? “İş buldum” diye seviniyoruz, sonra maaşı görünce “Bu mu yani?” diyoruz. “Hayalimdeki arabayı aldım” diyoruz, sonra benzine çalıştığımızı fark ediyoruz. Hayat tam bir kısır döngü.
TÜRK USULÜ NOVA ETKİSİ
Bizim toplumda bu Nova etkisinin türlü örneği var. Mesela komşu bir tencere sarma getirir. “Oh, ne güzel komşuluk bu!” dersiniz, sonra fark edersiniz ki tencereyi dolu geri vermeniz gerek. Derken kendinizi gece 23.00’te sütlaç yaparken bulursunuz.
Ya da Türk düğünleri… “Yılın en güzel gecesi olacak” dersiniz, ama sonunda bir bakmışsınız, halay sırasında ayağınıza basılmış, kıyafetinize yağlı yemek sosu dökülmüş. Dahası, “gram mı? Çeyrek mi? takalım?” kaosuyla ikilemde kalıp gecenin sonunda eve dönüyorsunuz. Şans mı bu, şanssızlık mı? Vallahi bilemiyoruz.
Şansın Üç Rengi: Kırmızı, Siyah, Belki de...
Bakın, şans denen şeyin uzun vadede neye dönüşeceğini asla bilemezsiniz.
Örneğin:
1. Şanslı Başlangıç: Yeni bir işe girdiniz. Şahane bir ofis, harika bir maaş…
2. Şans mı Şanssızlık mı? İş yükü sizi bitiriyor, müdürün gözü sürekli üzerinizde.
3. Final: Ya işi bırakıyorsunuz, ya da kendinizi tatil beldesine taşınıp sabahları organik reçel yaparken buluyorsunuz.
Bir de talihsizlik gibi görünen olayların aslında fırsata dönüştüğü anlar var. Mesela lise yıllarında hoşlandığınız kişi sizi reddetmiştir. Yıllar sonra düğün fotoğrafında damadın ya da gelinin yanında duran kayınvalidesine bakınca “Oh, iyi ki olmamış” dersiniz.
NOVA ETKİSİYLE DANS EDİN
Hayat bazen piyango gibi. Ama bu piyango, çeyrek bilete mi? Tam bilete mi? Çıkar veya amorti mi kazandırır, bilinmez. O yüzden başınıza gelen her olayı Nova etkisine uygun bir “Belki de” felsefesiyle karşılamak en güzeli.
Bir şeyin gerçekten iyi mi kötü mü olduğunu anlamak için sabırlı olun. Hayat, komik bir hoca gibidir; size önce şaka gibi olaylar yaşatır, ardından derin dersler verir. Siz yeter ki olaylara biraz mizah katın. Çünkü olaylara mizah katmazsanız, olaylar size dramatik bir tokat atar.
O yüzden, komşunuz size sütlaç pişirttiğinde gülümseyin. Halayda ayağınıza basıldığında kıkırdayın. Ve her olay karşısında şunu söylemeyi unutmayın:
– Belki de!