Bugun...


Yasemin Tüzün

facebook-paylas
ANNEANNE YÖNTEMLERİNİN SIR PERDESİ...!
Tarih: 30-06-2025 13:02:00 Güncelleme: 30-06-2025 13:09:00


ANNEANNE YÖNTEMLERİNİN SIR PERDESİ...!

Merhaba sevgili okuyucularım,

Bugün sizi güzellik salonlarının parlak ışıklarından, son teknoloji cihazlardan ve pahalı kozmetik ürünlerden biraz olsun uzaklaştırmak istiyorum. Malum, her yeni çıkan krem ya da uygulama “en iyi çözüm” diye lanse ediliyor. Peki ya anneannelerimiz, babaannelerimiz bu ışıltılı dünyadan bihaberken nasıl da pırıl pırıl ciltlere, gür saçlara ve ışıldayan yüzlere sahipti?

İşte “kocakarı işi” denilen ve çoğu zaman küçümsenen o yöntemlerin, aslında nesillerdir süregelen, doğayla iç içe yaşamın bir yansıması olduğunu unutuyoruz. Bugün o bilgelik kokan doğal güzellik sırlarını birlikte hatırlayalım istedim.

Kabul edelim; bazen en basit çözümler, en etkili olanlardır. Hatırlıyorum, gençlik yıllarımda annemin domatesle yüzünü ovaladığını gördüğümde şaşırır, “Anne ya, ne yapıyorsun?” derdim. O ise gülümser ve “Bak bakalım cildime, mis gibi oluyor,” derdi. Haklıydı da. Antioksidan deposu domates, cilt tonunu eşitlemede ve gözenekleri sıkılaştırmada bugün bile birçok kozmetik ürünün temel içeriklerinden biri.

Sadece domates mi?

Saç dökülmesi şikayetiyle dermatoloğa gidip pahalı losyonlara başvurmadan önce, babaannemin haftada bir saç diplerime sürdüğü zeytinyağı ve yumurta sarısı maskesini hatırlamak gerekir. Doğal, ekonomik ve saçları dipten uca besleyip güçlendiren bir mucize! Hani şu günümüzde “protein bakımı” adıyla yüksek ücretlere yapılan işlemlerin en sade hali...

Göz altı morlukları için kahve telvesi, sivilceler için karbonat ve limon karışımı, tırnakları güçlendirmek için sarımsak… Liste uzayıp gider. Elbette her yöntemin herkese uygun olmayabileceğini, özellikle hassas ciltlerde dikkatli olunması gerektiğini unutmamak gerek. Ancak mesele bu doğal yöntemlerin arkasındaki mantığı anlamak: doğanın sunduğu saf kaynaklardan faydalanmak ve kimyasal dolu ürünlere bağımlı kalmamak.

Peki neden bu yöntemler artık “kocakarı işi” diye küçümseniyor? Belki de cevabı basit: Pazarlama devleri bu basit çözümlerden para kazanamıyor. Bizi daha karmaşık ve pahalı ürünlere yönlendirmek işlerine geliyor.

Bir güzellik uzmanı olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki; cilt bakımı, saç bakımı, tırnak bakımı… bunların hiçbiri birer kimya laboratuvarı olmak zorunda değil. Bazen mutfağımızdaki basit malzemelerle bile harikalar yaratabiliriz. Yeter ki kendi vücudumuzu dinleyelim, neyin iyi geldiğini gözlemleyelim ve anneannelerimizin bize miras bıraktığı o doğal bilgeliği küçümsemeyelim.

Unutmayın, gerçek güzellik doğallıkta ve sadelikte gizlidir. Bir sonraki güzellik alışverişinizi yapmadan önce annenize ya da anneannenize bir danışın derim. Belki de aradığınız çözüm buzdolabınızın bir köşesinde sizi bekliyordur!

Peki ya sizin “kocakarı işi” güzellik sırrınız nedir?

Yorumlarda benimle paylaşmayı unutmayın! Belki de bir sonraki yazımda sizin sırrınıza yer veririm.

UNUTMAYIN, en iyi güzellik sırrı zaten sizde saklı.
Sağlıkla ve güzellikle kalın.
Sevgiyle kalın… Hoşça kalın!


 





YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
HABER ARA
HABER ARŞİVİ
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI