Bugun...


Tanju Altınay

facebook-paylas
Bayramın Gölgesindeki Acı Gerçekler
Tarih: 05-06-2025 21:03:00 Güncelleme: 05-06-2025 21:04:00



Bayramlar: Hatıralar, Hüznün Gölgesi ve Değişen Yüzümüzün Acı Gerçekleri


Merhaba 

Bir bayram daha kapımızda. Çocukluğumuzdan kalma o büyülü bayram sabahları, taptaze kokan kıyafetler, el öpme telaşı, harçlıkların şıngırtısı... Hepimizin zihninde pırıl pırıl parlayan, sıcacık bir köşe var, değil mi? O zamanlar bayramlar, sadece büyüklerin ellerini öpmek, yeni kıyafetler giymek demek değildi. Bayramlar, bir araya gelmek, küslükleri bitirmek, bolca gülmek, doya doya helva yemek ve sınırsızca oyun oynamak demekti.

Şimdi baktığımda, o günlerden ne kadar uzaklaştığımızı fark ediyorum. Sokaklarımızdaki çocuk sesleri azaldı, bayram namazı sonrası mahalledeki cıvıltı yerini bir sessizliğe bıraktı. Misafirlikler azaldı, telefon ekranlarından gönderilen mesajlarla bayramlaşma "modern"leşti. Sosyal medya, bayram sofralarının dahi baş tacı oldu; kimin ne yediği, nerede olduğu, kiminle bayramlaştığı an be an takip edilir oldu. Bu dijitalleşme, elbette hayatımızın bir gerçeği, ama bayramın o eşsiz ruhunu, samimi temasını alıp götürüyor mu içimizden? Bu sorunun cevabı, belki de içimizde kanayan bir yaradır.


Bayramın Gölgesindeki Acı Gerçekler: Hapishanelerden Gelen Sesler ve Sokaktaki Tehditler

Bayramlar sadece neşe demek değil; aynı zamanda kaybettiklerimizi hatırladığımız, hüzünlendiğimiz, mezarlık ziyaretleriyle geçmişimize saygı duruşunda bulunduğumuz özel günler. Ama bu hüznün bile birleştirici, bir araya getirici bir yanı vardı eskiden. Şimdi ise bu hüzün, bazen tek başına yaşanıyor, kalabalıkların içinde bile hissedilen bir yalnızlığa dönüşebiliyor.

Bu bayramda içimizdeki hüzün daha da derinleşiyor, zira aklımızda hapishanelerde bulunan gençler, belki de suçsuz yere yatan masumlar var. Bayramda sevdiklerine kavuşma umudu taşıyanların yanında, kapalı kapılar ardında bir özlemle bekleyenler de var. Ancak bir diğer gerçek de şu ki, af adı altında cezaevlerinin boşaldığı, sokağın yeniden suç işlemeye meyilli insanlarla dolduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu durum, hepimizin içini bir nebze de olsa tedirginlikle dolduruyor.


Trafik Terörü ve Sosyal Güvenlik Endişesi

Günlük hayatımızda ise maalesef trafik terörü her an karşımıza çıkabiliyor. Yollarda yaşanan sorumsuzluklar, hatta yol kesip insanları tehdit eden, darp eden kişilerle karşılaşmak, bayram coşkusunu bile gölgeleyebiliyor. Hayatın her alanında artan bu şiddet ve güvensizlik hissi, bayramın getirdiği o iç huzuru bulmamızı zorlaştırıyor. Oysa bayramlar, hepimizin kendini güvende ve huzurlu hissetmesi gereken zamanlar olmalı.


Değişen Biz ve Unutulan Bağlar

Peki, değişen sadece bayramlar mı? Aslında değişen biziz, değerlerimiz, önceliklerimiz. Hızla akıp giden hayatın içinde, bayramın bize sunduğu o yavaşlama, o "durma" anını bile kaçırır olduk. Oysa bayramlar, bize bir ayna tutar. Kendimize, sevdiklerimize, geçmişimize ve geleceğimize bakma fırsatı sunar.

Bu bayram, gelin biraz duralım. Telefonları kenara bırakalım, göz göze gelelim. Sevdiklerimize dokunalım, onların seslerini duyuralım. Belki o eski bayramların ruhunu, yeniden canlandırabiliriz. Belki de küçük bir tebessüm, sıcak bir el, uzun bir sohbet, kaybettiğimizi sandığımız o büyüyü yeniden yakalamamıza yeter.

Unutmayın, bayramlar sadece bir tatil değil, bir bağdır. O bağı koparmayalım, aksine daha da güçlendirelim.

Hepinize sevdiklerinizle birlikte geçireceğiniz, huzurlu, bereketli ve gerçek anlamda bayram gibi bir bayram dilerim.

Bayramınız Mübarek Olsun!





YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
HABER ARA
HABER ARŞİVİ
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI