HÜLYA AVŞAR’IN OLGUNLUK DÖNEMİ

İnternette Hülya Avşar haberleri diye arattığınızda Toplam 8139 Hülya Avşar haberi, videosu, fotoğrafı ve yazar yazısı yer almakta. İnternetin 2000li yıllardan sonra hayatımıza girdiğini de hesaba katarsak siz düşünün Hülya Avşar’ın magazin basınına ne kadar malzeme verdiğini. Avşar ilk günden beri yani 40 yıldır hep magazinin kraliçesi oldu, hala da her ne kadar gözlerden uzak olmaya çalışıp, yalnız dijital platformlar, spor, yardım kampanyaları, reklamlar ve ailesiyle ilgili ortaya çıksa da magazin onun peşini bırakmıyor.

Sadettin Saran ile ilişkisinden sonra, ilişkilerini daha gizli tutmaya çalışan Hülya Avşar’ın adı bir ara adı Ali Güven ile anılmıştı. Ali Güven Seda Sayan’ın da sevgilisi olmuştu. Belki de Seda ile yıllardır süregelen çatışmalarının nedeni bu ilişkiydi. Hülya Avşar, sadettin Saran’la ilişki yaşadığı dönem Saran’a paravan olduğu iddia edilen bir ilişkiydi Ali Güven ilişkisi, fakat futbolcu menajeri Ali Güven bu sözleri yalanlamış ve bir ilişkileri olduğunu açıklamıştı. Hülya Avşar’la ilişki yaşadığı dönem boşandığı sanılsa da Ali Güven o zamanlar evliydi.

Hülya Avşar 2012 yıllarda Mehmet Dereli ile de sevgili olmuştu. Mehmet Dereli’nin eski sevgilisi ile Kaya Çilingiroğlu’nun da bir ara sevgili oldukları kulaktan kulağa dolaşıyordu. Hülya Avşar’ın 2010lu yıllardaki bilinen son sevgilisi ünlü iş adamı Mehmet Dereli’ydi. İlişkileri boyunca yöneltilen soruları yanıtsız bıraktıkları için ilişkiden pek haberdar olunamadı. 2015'in yaz sonunda bu ilişki de son buldu.

 Tarihler 2020yi gösterdiğinde magazin basını yine bir Hülya Avşar aşkını manşetlere taşıdı.

"Benim için her şey kısmet! Dil, din, ırk fark etmez, karşımdaki kişinin beni heyecanlandırması yeter" diyen sanatçı, sonunda aradığı aşkı buldu.12 yıldır kalbi boş olan Avşar kızı ile yeni sevgilisi Güzelci'nin kareleri magazin gündemine bomba gibi düştü. Peki Hülya Avşar'ın gönlünü çalmayı başaran Cemal Güzelci kimdi?

Cemal Güzelci'nin Oscar ödüllü Amerikalı aktör Adrien Brody ile yakın arkadaş olduğu ortaya çıktı. Hatta ünlü iş insanı, geçtiğimiz yıllarda Brody'i Türkiye'ye getirmişti haberleri gündem oldu.

Bu günlerde Hülya Avşar artık kalbinin boş olduğunu, özgürlük ve yalnızlığı sevdiğini her fırsatta belirtiyor.

İŞTE KAZANDI, AŞKTA KAYBETTİ

 2013’te Şalom Dergisi Hülya’nın aşk hayatını şöyle yazmıştı; ‘’Sanatçının ilk aşkının Ali Kocatepe olduğu söylenir. (Hatta ülkemizin sayılı entelektüellerinden, bilgi ve birikimli sanatçılarından olan Ali Kocatepe’nin mesleki anlamda Avşar’a çok şeyler kattığı bilinen

bir gerçektir.) Bu konuyu görüştüğümüz Ali Kocatepe asla bir flört durumu olmadığını, çok iyi dost ve arkadaş olduklarını, bazı gazetecilerin bunu yanlış değerlendirdiklerini söyledi… Ayrıca Avşar’ın bugünkü durumunun sinyallerini o günlerde verdiğini, bugün bulunduğu konuma hiç şaşırmadığını sözlerine ilave etti. Sonra Osman Hattat, Mehmet Aşıcıoğlu gibi işadamları, Coşkun Sabah, İbrahim Tatlıses gibi sanatçılar Avşar’ın hayatına girdi. Asıl fırtınalı aşkı ise futbolcu Tanju Çolak oldu. Tanju en az Avşar kadar ünlüydü. Ülkenin en popüler ismiydi. Avrupa gol kralıydı. Ve evliydi, iki çocuk babasıydı. İkisinin üzerinde de ağır bir toplum baskısı vardı. Beraber nefes alsalar olay oluyordu. Çok problemli günler geçirdiler. Sonunda kamuoyu baskısı, diğer etkenler bu aşkı çok yıprattı ve bitti…

1997 yılında tanınmış bir ailenin oğlu olan Kaya Çilingiroğlu ile evlendi… Bu evliliğinden biricik evladı, tek kızı Zehra oldu… Bu evliliği de Avşar’ı çok yıprattı. Kaya Çilingiroğlu’nun bütün hatalarına ve aldatma haberlerine rağmen direndi… Sonunda pes etti, 2005 yılında boşandı. Son dönemde uzun bir müddet işadamı Saadettin Saran ile beraberlik yaşadı. Bu ilişki de hüsranla bitti. Maalesef tam tabiri ile atasözünün dediği gibi işte kazandı, aşkta kaybetti…’’

HÜLYA AVŞAR ‘’ZEYTİNYAĞI-TEREYAĞ KARIŞIMI, MELEZİM’’

Şalom Dergisi Ekim 2013 tarihli sayısında, Hülya Avşar için ‘ İhtimaldir ki, 1982 yılının ihtilalin getirdiği kaotik, sıkıcı, gergin ortamı içinde biraz da hava renklensin, değişsin amacı ile Kâinat Güzeli yarışması tertipleyen magazin ağırlıklı Bulvar gazetesi, yarışma sonucunun büyük bir skandalla biteceğini ve bu skandal sonucu ortaya çıkacak genç bir kızın Türkiye’nin bundan sonraki 30 yılına damgasını vuracağını akıllarına bile getirmemişlerdi… Gene ihtimaldir ki, bu skandal sonucu tacı, tahtı elinden alınacak genç hanımefendi olayların kendisi için nasıl hayırlara vesile olacağını hiç düşünmemişti…’ Diye başlık atmıştı.

2010 yılına kadar tacı alınan bir güzellik kraliçesinden, usta bir sinema oyuncusu, toplumun saygı gösterdiği bir ailenin gelini, anne, medyatik kişilerle girdiği ilişkilerle tanınan güzel ve seksi kadın, TV programcısı, tüm Türkiye’nin tanıdığı, gündemden düşmeyen bir star ve marka olmayı başaran Hülya Avşar’ın evrimi herkesi büyülemişti. 2010lu yıllara gelindiğinde, bu muhteşem değişim ve dönüşüm halkın, magazinin dışında pek çok platformun ve sosyolojik olgular üzerine düşünenlerin de ilgisini çekmişti.

2010 yılında, Bersay İletişim Enstitüsü- ‘’İletişimde Mükemmellik Programı-2’’ Geleceği Tasarlamak teması İle seminerler düzenledi. Bu seminerlerden biri de Hülya Avşar’ın konuk olduğu 1 Nisan 2010 tarihli ‘’Eğlence Dünyasında Yol ve Hedef’’ konu başlıklı seminerdi.

Hülya o genç, saf denecek kadar doğal güzel kızdan, kendinin farkında olan, güvenli, cazip güçlü kadına dönüşmüş ve kendisi hakkında bir seminerde cesurca açıklamalar yapmış, açıklamalarıyla da katılımcıları yine büyülemeyi başarmıştı.

 Avşar Kızı ‘’Zeytinyağı-Tereyağ karışımı, melezim… Balıkesir doğumluyum ama köklerim, anne tarafından Girit’e baba tarafından Kürt aşiretine dayandığı için; tereyağı- zeytinyağı birleşimi bir melezim’’ Diye kendisini tanıtıyordu.

Seminerin diğer katılımcıları da onu’’1963 doğumlu 1.63 boyunda, güçlü, cesur, akıllı mevcutla yetinmeyen, sorgulayan yeniliğin peşinde koşan bir kadın. Pek çok ödül almış, Türkiye’nin en medyatik profillerinden biri. Kendisi ile gayet rahat dalga geçiyor, eleştiriyor. Böylece de dışarıdan, özellikle basından gelecek eleştiri ve olumsuzlukların önünü akıllıca kesiyor…’’ Diye anlattılar o günlerde.

KENDİMİ SANATA KAPTIRMADIM, İŞİMLE ARAMA DAİMA MESAFE KOYDUM!

Hülya Avşar kendisini sanatın derinliklerine bırakmadığını, hep başarı ya da sanattan önce çıkarlarını düşündüğünü açıkça söylüyor. ‘’Benden çok daha iyi gerçek sanatçılar var. Kimse bilmez, çoğu neredeyse yoksulluk çeker. Ben öyle olmak istemedim, istemiyorum’’ diyecek kadar da açık sözlü.

Sanat camiası mayın tarlası gibidir, diyerek hep daha yükseğe çıkmayı hedeflediğini, kurda kuşa yem olmamak için çok mücadele ettiğini anlatıyor seminerde.

Tüm hayatı boyunca kendini bir ürün gibi gördüğünü ve kendi üzerinde pazarlama-markalaşma ve

sürdürülebilirlik stratejileri kurgulayıp, uyguladığını ve bunun onu en tanınan, en değerli markalardan biri yaptığını da vurguluyor hiç çekinmeden.

Hülya Avşar kendisini çok akıllıca yönettiği iletişim stratejileri doğrultusunda bilinçli olarak ‘’Türkiye’nin en güzel kadını’’ olarak hafızalara kazıyor; aynı zamanda bütün bunlara ilaveten, ülkemizin en sinir olunan, en çok sataşılan figürlerinden biri olmak özelliğini de taşıyor.

Koyu Beşiktaş’lı olan Avşar’ Kendisini feminen hissetmediğini, maskülen hallerinin daha baskın olduğunu, siyaseti sevdiğini, sanatçıların her alanda daha çok konuşması, çalışması gerektiğini ve sanat camiasının politika yapmaya çok uygun olduğuna inandığını da konuşmasında belirtiyor.

Ona pişmanlıkları sorulduğunda da ‘’Yıllar içinde sevgi göstermeyi yitirdim. Aileme, arkadaşlarıma sevgi göstermeyi ihmal ettim, bunun bana bedelleri yüksek oldu. Şimdi bu yüzden kaybettiklerimi onarmaya çalışıyorum. Unuttuğum, yitirdiğim duygular nedeniyle evliliğimi koruyamadım, kadın erkek ilişkilerinde sorun yaşadım, yaşıyorum. Duygu-Mantık-Mesafe üçlemesine çok önem veriyorum.

Mesleğimin hiçbir zaman içine girmedim.  Kendimi duygusal açıdan işime kaptırmadım.

Yaptıklarımı hep işim olarak aldım, işim için yaptım. Diye yanıtlıyor.

Avşar röportajlarında hep  ‘’İlişkilerde fedakârlık yapılmalı’’ klişesine karşıyım. Popüler kültüre hizmet etmeyi, magazini seviyorum. Gazeteciler bana geldiklerinde hiçbir zaman elleri boş dönmezler. Onlara daima malzeme veririm. Çünkü ben bir ürünüm. ‘’Türkiye’nin En Güzel Kadını’’ ünvanlını, ben kendim, bilinçli olarak yarattım. Yüzüme laf ettirtmem ama, vücudumun, boyumun bunu hak etmediği ortada

- Mesleki anlamda her şeyi yaptım. Şimdi kimsenin aklına gelmeyecek bir şey yapmalıyım,

‘’topluma hizmet etmeliyim, bana kazandırdıklarını onlara ödemeliyim’’ diye düşünüyorum

Ben daima geleceğimi tasarlayarak yaşadım. Örneğin; TV ye odaklanabilmek için, çok para kazanmama rağmen; sahneyi bıraktım. Çünkü 80 yaşlarımda dahi TV ye çıkmak istiyorum.’’ Diye mantığını hep ön planda tuttuğunu, kendisini bir marka değeri olarak gördüğünü söyledi.

Yıl 2023 40 yıllık bir serüven sonunda, Hülya Avşar artık entelektüel alanda, sosyetede, sanat, magazin, spor, siyaset konularında söz söyleyebilen, zaman zaman magazine verdiği malzemeyle gündeme oturan bir fenomen.

 Avşar için daha değinemediğim pek çok söz, dedikodu, magazin haberi vs. var ancak yaz yaz bitmeyen bir malzeme, bir ürün, bir marka var karşımızda.

                                                                                        SON