Bugün size geçen hafta bahsettiğim Paparazzi kelimesinin çıkışına sebep olan dansözü Ayşe Nana’yı anlatmak istiyorum.
Eğlenmek için fırsat kollayanların mezesi haline dönüşmüş bir sinema yıldızı aslında Ayşe Nana.
Gerçek adı Hermin Arslanoğlu olan Ayşe Nana 1936 yılında Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta doğmuş. Babası Fransız, annesi İstanbul Ermeni’si olan melez Nana 15 yaşındayken bir güzellik yarışmasında Boğaziçi güzeli seçiliyor. 1954'te Kervansaray Gazinosunda dans kariyerine başlıyor. Dönemin gazino direktörü ve şovmen Orhan Boran, Nana'nın işe alınmak için yaptığı danstan o kadar çok etkilenmiş ki, ağzındaki sigarayı kucağına düşürmüş. O tarihlerde bu magazin haberlerine konu olmuş.
Daha sonra sinemaya geçen Ayşe Nana 1950'li yılların vamp kadınlarından biri olarak tanınmış. Belki aranızda filmlerini de izleyenler vardır.
İstanbullu bir Ermeni olan Nana, danslarıyla birçok ülkenin gündemini sarsmış, Federico Fellini‘ye de La Dolce Vita filmi için ilham vermiş.
Ayşe Nana, 1950’lerden 1980’e kadar İstanbul, Roma ve Paris‘te pavyonlarda dansözlük yapmış, filmlerin vamp kadını olmuş,80’lerden sonra tiyatrolar, dans okulları açmış.
Ayşe Nana'nın trajik hikâyesi oldukça dikkat çekici bir hikâye… Aslında kaderin cilvesi de denilebilir buna, onun hayat hikâyesi de ancak "filmlerde olur" dedirten türden…
Asıl şöhretini, 5 Kasım 1958'de Roma’da Rugantino adında bir gece kulübündeki partide üstünü çıkartarak yaptığı çıplak dansıyla kazandı, böylelikle hem İtalya hem de Türkiye gündemine oturdu. Bu dansıyla Fellini'ye La Dolce Vita filmindeki çılgın dans sahnesi için ilham vermiş.Bu film o zamanın oldukça kapalı ve tutucu olan Roma'nın elit bölgesi ve çılgın gece hayatı olan Via Veneto'da geçen tatlı hayatları anlatıyor.
Neyse biz hikâyemize devam edelim, bu olay makus bir talih mi yoksa onu şöhrete taşıyan bir basamak mı bunun kararını siz verin.
1950'li yılların sonunda İtalya'ya gidip başkent Roma'ya yerleş en Nana’nın ünü de dünyaya İtalya'dan yayılıyor.
Nana Tatlı Hayat'a (Dolce Vita) işte şöyle ilham oluyor: Roma'nın ünlü lokallerinden Rugantino; tarih 5 Kasım 1958...
Lokalde tatlı hayat yaşanıyor. İtalyan milyarderler, sosyetenin ünlü simaları orada.
Ev sahibi Peter Howard, kulüp sahibinden bir istekte bulunup: "Bana hemen bir dansöz bul, bizi eğlendirin.
O gece kader ağlarını ördüğünde Nana elbisesini çıkardı, iç çamaşırları ile kalıyor. Ön saflardaki Roma İmparatorluk sülalesinden Prens Hercolani ceketini çıkararak piste atıyor, diğer erkekler onu izliyor. Ceketlerin üstünde sanatını icra ediyor, daha sonra Tatlı Hayat'ın başrolünü oynayacak olan ünlü oyuncu Anita Ekber de bir ara ona katılıyor. Oryantalle kalmayıp striptiz de yapan Ayşe Nana, fotoğrafçı Tazio tarafından görüntüleniyor, o fotoğraflar meme uçları bantlanarak basılıyor.
Veee İtalya'da kıyameti kopartacak olan o gece, Fellini'ye 1960'da çekeceği Dolce Vita filmi için ilham kaynağı oluyor. Ama Ayşe Nana, uygunsuz gösteri yapmak suçundan gözaltına alınarak dansının bedelini de ödüyordu.
Roma'daki bu dansı, fotoğrafçı Tazio Secchiaroli tarafından fotoğraflandı. Haftalık L'Espresso dergisinde yayımlanan bu fotoğraftaki müstehcenlik, İtalyan halkının tepkisini çekti. Hatta Papa XXIII. Ioannes, zenginlerin yaptığı şımarıklıkları sert bir dille eleştirdi. Çok geçmeden Nana, "izinsiz çalışmak ve müstehcen gösteri yapmak" gerekçesiyle gözaltına alındı, fakat adı öğrenilemeyen bir milyarderin kefaletini ödemesiyle sınır dışı edilmekten kurtuldu.
Kaderi bu olayla değişen Nana, bu olayın ardından gazeteci Saro Balsamo ile nişanlandı. 1970'lerde ise yönetmen, senarist ve gazeteci Sergio Pastore ile evlendi ve İtalya'da "Aïché Nana" adıyla anılmaya başladı.
Ayşe Nana, 1980'lerin başlarında mesleğini bıraktı ve daha sonra bir cep tiyatrosu işletti. Son yıllarında kanserle mücadele etti ve 2014 yılında, 78 yaşında hayatını kaybetti.
Bu trajik hikâye, Ayşe Nana'nın hayatının zorluklarını ve başarılarını gözler önüne seriyor. O gece yaşanmalı mıydı bilinmez ama hayatın döngüsünün bir anda değişebileceğinin de göstergesi sanırım.