GÖÇ!
Eski bir hikaye ile selam, sevgiyle…
Muş'un Malazgirt ilçesine bağlı o küçük köyden ayrılırken içimde hem korku hem de tarifsiz bir heyecan vardı. Aslında benim gibi şehir hayatının uzağında yaşamış komşularımız ve onların çocukları da benzer duyguları paylaşıyordu. Kırmızı bir kamyonun arkasında, derme çatma çadırımızın altında, ürkek serçeler gibi çırpınıyordu kalplerimiz. İki günlük zorlu bir yolculuğun ardından nihayet şehre varmıştık. Sabahın erken saatlerinde burnuma mis gibi, bizim alıştığımız tandır ekmeğine hiç benzemeyen somun ekmeğinin kokusu doldu. Her gün aynı ekmeği yemekten bıkmış bizler için bu yeni koku bile bambaşkaydı.
Şehirde buğday sarısı tarlalar ve o narin gelincikler yoktu. Kuzu seslerinin yerini, hiç de iç açıcı olmayan korna sesleri almıştı. İnsanlar bizden farklı giyiniyor, bizden farklı konuşuyordu.
Yıllar insanı nelere alıştırıyor, değil mi? Bir tek annem alışamamıştı o merdaneli makinede çamaşır yıkamaya. Çocukluğumun o tanıdık sesi hala kulaklarımda çınlıyor. Şehirler güzeldi aslında, belki de biz büyüdükçe kirlendi dünya!
Son yıllarda yaşanan o derin ekonomik krizler, halkından bihaber kendi ceplerini dolduran o çıkarcı insanlar, o egoist rant peşinde koşanlar, içinde canlı barındırdığını düşünmeden hunharca katledilen o güzelim ormanlar! Biz ne ara bu kadar kötü olduk? Oysa aynı kaptan yemek yiyen insanlardık biz. Şimdi aynı yoldan bile yürüyemiyoruz. Yok efendim, "kız arkadaşıma neden baktın?", yok "omuzuma çarptın!", yok "neden güldün?!"
Biz göç ettik, farklı farklı diyarlara, elimizde birer telefon. Başka hiçbir şeyi görmüyoruz sanki. Başımızı kaldırıp şöyle bir etrafımıza baksak, aslında birbirimize ne kadar muhtaç olduğumuzu göreceğiz. Eskiler ne güzel derlerdi: "Birlikteliğin belini kimse bükemez." Ama biz birliğimizi, kişiliğimizi, küçük çıkarlar uğruna bir kenara savurmuşuz. Benliğimizle birlikte, sanki bir de beyin göçü yapmışız. Üst üste yığılan bu beton yapılar artık huzur vermiyor. Çocukken yaşadığımız o korkular bile ne kadar masummuş, bizim gibi çocukça.
Gelecekten korkusuz, kaygısız, yüreğimizin sevgi ve saygıyı bulacağı yerlere göç etmesi dileğiyle... Mutlu yarınlara.