MAGAZİN DEMEK SADECE

DEDİKODU DEĞİLDİR!

Tuğrul SARITAŞ

Son yıllarda televizyon ekranlarını açtığımızda karşımıza çıkan “magazin programları”, birçok izleyici tarafından artık tepkiyle karşılanıyor. Çünkü her gün aynı başlıklar, aynı içerikler…

“Kim kiminle yakalandı?”,

“Ünlü oyuncunun ayağı kaydı!”,

“Yanındaki erkek kimdi?”

gibi sığ haberler, izleyicinin sabrını tüketmiş durumda. Halkın büyük çoğunluğu artık açıkça dile getiriyor:

> “Bana ne bunlardan! Başka konu yok mu?”

Evet, haklılar. Türkiye’de magazin haberciliği uzun zamandır sadece özel hayat dedikodularına indirgenmiş durumda. Oysa magazin demek, dedikodu demek değildir!

Magazin; sanatın, kültürün, hayatın renkli yüzünü anlatmaktır. Sinema, tiyatro, müzik, resim, fotoğraf, dans, moda, sahne ve yaratıcılıkla ilgili her şey magazinin konusudur.

Ne yazık ki bizde magazin programları; sanatçının sahnedeki başarısından çok, özel hayatındaki ayrıntılara odaklanıyor. Bu da hem sanatçının emeğini gölgeliyor hem de izleyiciyi kültürel olarak fakirleştiriyor.

GERÇEK MAGAZİN SANATLA BAŞLAR

Oysa tiyatrolarımızda, operalarımızda, bale sahnelerimizde birbirinden değerli sanatçılar var.

Bir düşünelim:

Tiyatro nedir?

Bale nedir?

Opera nedir?

Bir ressamın, bir fotoğrafçının dünyası nasıldır?

Bir müzisyen, sazı ya da piyanoyu eline aldığında hangi duygularla çalar?

İşte bu soruların yanıtları da birer magazin konusudur. Üstelik bu tarz haberler sadece eğlenceli değil; aynı zamanda öğretici ve kültürel açıdan besleyicidir.

MAGAZİNİ DÖNÜŞTÜRMEK ELİMİZDE

Televizyon kuruluşları, gazeteler ve dergiler artık magazin anlayışını yenilemek zorunda.

Sanatı, sanatçıyı, sahne arkasındaki emeği, üretimi, ilhamı anlatan programlar üretmek hem izleyiciyi eğitir hem de gerçek magazin haberciliğini yeniden tanımlar.

Unutmayalım:

> “Magazin, toplumun aynasıdır.”

Aynayı neye tutarsak, onu görürüz. Eğer yüzeysel konulara tutarsak, sadece dedikodu görürüz.

Ama o aynayı sanata, kültüre ve emeğe çevirirsek; işte o zaman gerçek magazini buluruz.