![]() |
Tweet |
TRAFİK İŞARETLERİNİN İSYANI: SESSİZ ÇIĞLIKLAR
Modern dünya…
Teknolojiyle, hızla, kurallarla ve kuralsızlıklarla örülü bir yaşam. Sokaklar, caddeler, yollar; Her biri kendi düzenine göre şekillenmiş.
Ve bu düzenin bekçileri: trafik işaretleri. Ama bir düşünün, bir sabah bu sessiz bekçiler dile gelse, bizlere söylenecek birkaç çift sözleri olsa, neler derlerdi?
İşte o sabah geldi. Günün ilk ışıklarıyla birlikte trafik işaretleri arasında hummalı bir toplantı başladı. Kimisi yılgın, kimisi öfkeli, kimisi ise hüzünlüydü. Ortak noktaları ise açıktı: İnsanlar tarafından sürekli göz ardı edilmekten bıkmışlardı.
Kırmızı Işık: "Arkadaşlar, hepinizin sorunlarını anlıyorum ama benimki başka bir boyut. Gün boyunca on binlerce araç benim önümden geçiyor, ama çoğu beni görmüyor bile. Bir “durmak” bu kadar mı zor? Geçen gün biri üstüme sticker yapıştırdı: 'Hayat kısa, kırmızıda geç!' Şaka gibi ama gerçek..."
Hız Sınırı Tabelası: "Aman be kırmızı, senin şikâyetin mi büyük? Bana bakın, ben “50” yazıyorum, onlar “90” yapıyor. Sanki benle yarışıyorlar. Hâlbuki ben burada insanları korumak için varım. Ama kimsenin umurunda değil."
Yaya Geçidi İşareti: "Benimkisi daha beter. Yayalarla aramda bağ var. ‘Geç, burası güvenli’ diyorum ama sürücüler yüzünden yayalara yalan söylüyor gibi oluyorum. Geçen gün bir baba ve çocuğu yola çıktı; arabalar durmayınca çocuk ağladı. Ben ne yapayım şimdi? Psikolojik destek mi alayım?”
Park Yasak Tabelası: "Benimle dalga geçiyorlar, arkadaşlar. Beni görünce ya üstüme park ediyorlar ya da “Kısa bir şey alacağım, hemen dönerim” diyerek beni kandırıyorlar. Sözde beni sayıyorlar ama her gün rezil bir hâlde buluyorum kendimi. Çekicilerle işbirliği yapmayı düşünüyorum artık!"
Tam bu sırada, en ağırbaşlısı, "Dur" tabelası lafa girdi. Yılların tecrübesiyle konuştu:
"Arkadaşlar, tamam, sakin olalım. Biz burada insan hayatı için varız. Görevimizi yapıyoruz ve bu görev kutsal. Ama unutmayın, insanlar bazen neye sahip olduklarını fark edemez. Ancak kaybettiklerinde kıymetimizi anlarlar. Bizim sesimiz yok ama sabrımız var. Sabırla bekleyeceğiz ve hatırlatacağız: Bu kurallar, onların iyiliği için."
Bu toplantı, neşeli başlayan bir isyandan, derin bir hüzne dönüştü. Çünkü hepimiz biliyoruz ki, trafik işaretleri yalnızca kâğıt veya metal parçası değildir. Hayatı kolaylaştıran, bazen de kurtaran sessiz dostlardır.
Sonuç mu?
Modern dünyanın insanları, biraz düşünelim. Her gün binlerce kez yanlarından geçtiğimiz bu işaretler bizim için oradalar. Bir an için onları duyduğunuzu hayal edin. Söylediklerini ciddiye alın. Kuralları yalnızca cezadan kaçınmak için değil, yaşamı daha güvenli kılmak için uygulayın. Belki o zaman, kırmızı ışığın öfkesi diner, hız sınırı tabelasının haykırışı azalır. Ve yaya geçidi, gerçek bir güven sembolü hâline gelir.
Unutmayalım: Trafik işaretleri bizi durdurmaz; onlar aslında hayatı korumak için oradadır. Ve biz onlara ne kadar kulak verirsek, o kadar güvendeyiz.