Bu yazıda 8 Mart “Dünya Kadınlar Gününün” yılda bir kez hatırlanacak bir tarih olmadığının, 365 gününün her saniyesinde, varlıklarından ve öneminden bahsetmek istiyorum.

Özellikle önceki gün Antgiad’ın düzenlemiş olduğu basın toplantısında kadınlara yönelik yapılması planlanan çalışmaları duyunca kadınlara verilen değerin her geçen gün arttığına şahit olsam da, kadın erkek eşitsizliğinin birçok konuda devamından duyduğum üzüntüyü dile getirmek isterim.

Erkekler ile aynı işi yapan kadınların aldıkları ücretlerdeki eşitsizlik bunun en büyük örneğiydi toplantıda. Bu konu için yapılan ve yapılacak çalışmalar için umutlu olduğumu da belirtmek isterim.

Şimdide gelelim kadınların gücüne ve toplumumuz için olan önemine:

 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve politik başarılarını kutlamak için dünya genelinde özel bir gün. Ancak, bu günü sadece bir kutlama olarak görmek, bu tarihin derin anlamını ve kadınların karşılaştığı zorlukları gözden kaçırmak olur. Bu yüzden, 8 Mart'ı daha farklı bir bakış açısıyla ele almak istiyorum: Kadınların toplumda üstlendikleri görünmeyen yükler.

Kadınların başarısı sıkça övgüyle anılır; akademik alanda, iş dünyasında, sanatta ya da sporda kazandıkları başarılar alkışlanır. Ancak birçok kadın, tüm bu başarıların ötesinde, evde ya da toplumda “görünmez işler” olarak adlandırılan yükleri de omuzlamak zorundadır. Çocuk bakımı, yaşlıların ihtiyaçları, ev işleri, duygusal emek… Bunlar çoğu zaman bir başarı gibi görülmez, ancak tüm toplumların ayakta kalmasını sağlayan temel taşlardır.

Bu yüklerin ağırlığı, özellikle pandemi gibi kriz dönemlerinde daha da görünür hale gelmiştir. Birçok kadın, işlerini uzaktan yürütürken bir yandan da çocuklarının eğitimi, evin düzeni ve ailesinin sağlığı ile ilgilenmiştir. Ancak bu "görünmez başarılar", genellikle fark edilmez ya da takdir edilmez. İşte tam da bu yüzden 8 Mart, kadınların bu gizli kahramanlıklarının altını çizmek için eşsiz bir fırsattır.

Kadınlar, tarihte hep birer değişim örneği olmuşlardır. Bugün ise toplumların dönüşümünde hala önemli bir rol oynamaktadırlar. Ancak, eşitlik mücadeleleri henüz tamamlanmış değil. Toplumda var olan cinsiyet eşitsizlikleri, çalışma hayatından eğitim fırsatlarına, şiddete karşı korumadan politik temsile kadar pek çok alanda hala bir mücadele gerektiriyor.

Bu 8 Mart, sadece kutlama değil, aynı zamanda bir farkındalık ve değişim çağrısı olmalı. Kadınların seslerini duyurmak, görünmeyen işlerinin değerini anlamak ve eşitlik yolunda somut adımlar atmak için bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Kadınların emeğini ve başarısını sadece bir gün değil, her gün hatırlamak dileğiyle.

Kadınlara daha eşit, adil ve değer veren bir dünya için birlikte çalışalım. Çünkü kadınların gücü, tüm insanlığın gücüdür.