![]() |
Tweet |
Zamanın Kıyısında: Dijital Dünyada Kaybolan İnsanlık"
Hepimiz zamanın içinde kaybolmuş gibiyiz. Her an elimizde bir telefon, gözlerimiz ekranlarda, parmaklarımız saniyeler içinde bir başka dünyaya geçiş yapıyor. Ancak bu dijital dünyanın içinde kaybolurken, aslında daha değerli bir şeyin elimizden kayıp gitmesine izin veriyoruz: İnsanlık.
Çoğumuz, sosyal medya üzerinden paylaşımlar yaparken, dijital dünyada varlık gösterirken, asıl hayatı geride bırakıyoruz. Yüz yüze konuşmalar yerini kısa mesajlara, içten sohbetler yerini emoji bombardımanına bırakıyor. Bu dijital çağda, kolayca ulaşabildiğimiz bilgi, hepimize özgürlük sunsa da bazen bizi daha da yalnızlaştırıyor. Saatlerce takip ettiğimiz haber akışları ve paylaşımlar, zihnimizi yorsa da gerçek anlamda bağlantıya geçmektense daha fazla yabancılaşıyoruz.
Ama sorum şu: Gerçekten daha fazla bağlı mı hissediyoruz? Yoksa dijital dünyanın getirdiği hızla her şeyden biraz daha uzaklaşıyor muyuz?
Birbirimizi anlamanın, hissetmenin, gerçekten dinlemenin ne kadar önemli olduğunu unutmamak lazım. Dijital bağlantı ile gerçek bağ arasındaki farkı bilmek, insan kalabilmenin ilk adımı. Gerçek bir dokunuşun, göz temasıyla kurulan bir sohbetin yerini, hiçbir beğeni ya da yorum tutmaz. Zamanla kaybolan bu insani özellikler, en değerli varlığımızı, insanlığımızı tehdit ediyor.
Bunu değiştirebilir miyiz? Belki de bu, başlamak için çok geç bir soru değil. Teknolojiyi kullanırken, insanlığı unutmamalıyız. Çünkü dijital dünyada kaybolan sadece zaman değil, bizleriz.
Bu yazı, dijital dünyanın hızla büyüyen etkisini sorgulayan, insan ilişkilerinin ve bağların değerini hatırlatan bir yazı olarak dikkat