Bugun...



Pardon, Özür Dilemenin Küçük Kardeşi mi?

“Pardon!” Ancak sormadan edemiyorum: Hatalarımızı gerçekten bu kadar kolayca kapatabiliyor muyuz?

facebook-paylas
Güncelleme: 27-01-2025 20:09:08 Tarih: 06-01-2025 00:26

Pardon, Özür Dilemenin Küçük Kardeşi mi?

Hepimizin hayatında “pardon” dediğimiz anlar vardır. Eşikten yanlışlıkla geçtiğimizde, kalabalıkta birine çarptığımızda ya da sırada birinin önüne geçtiğimizi fark ettiğimizde, ağzımızdan refleks olarak çıkan o kelime: “Pardon!” Ancak sormadan edemiyorum: Hatalarımızı gerçekten bu kadar kolayca kapatabiliyor muyuz? “Pardon” kelimesi, özür dilemenin minyatür hâli midir yoksa bu işin kolayına mı kaçıyoruz?

Pardon Çetelesi: Küçük Kaçamaklar ve Büyük Yalanlar

Bir düşünün, trafikte biri sinirle kornaya bastığında, camdan kafayı uzatıp “Pardon!” dediğinizde tüm günahlar siliniyor mu? Belki sizi affederler ama bu affın altında biraz da çaresizlik var, değil mi? Çünkü “pardon” tam olarak bir özür değil; daha çok, “Beni suçlamadan önce bir dur, bak kazara oldu!” demenin hızlı yolu. Ama maalesef, pardon demek her zaman işin içinden çıkarmıyor. Mesela, “Pardon ama siz faturayı ödediğiniz halde biz size elektrik veremiyoruz arızayı çözemedik, hizmet kesilecek” diye bir mesaj alsanız ne hissedersiniz? İşte orada pardonun tesiri sıfıra iner.

Pardon Ve Özür: İki Yakanın Hikâyesi

Bir yanda “pardon” var; hafif, günlük, neşeli bir jest.

Diğer yanda ise “özür dilerim”; ağır, biraz mahcup, pişmanlık dolu.

Pardon, topu başkasına atar: “Bak, sen de biraz anlayışlı ol!” der. Ama özür dilerim, tüm suçu kucaklar. Hangisi daha samimi? Tabii ki “özür dilerim”. Ama gelin görün ki, onu söylemek “pardon” kadar kolay değil. Çünkü özür, hatanın büyüklüğünü kabul etmeyi gerektirir, bu da bir nevi yüzleşme demektir.

Modern Dünyanın Kaçış Kelimesi

Belki de “pardon”, hız çağının bir hediyesi. Her şeyin acele olduğu bir dünyada, kim uzun uzadıya özür dileyecek ki? Zaten trafikte, markette, asansörde birbirimize çarpıp duruyoruz. Bu kadar sık karşılaşılan bir duruma, bir “özür dilerim” israfı yapamayız, değil mi? Ancak burada ince bir çizgi var: Pardon, gerçekten küçük hatalar için mi kullanılmalı, yoksa büyük hataların da üstünü örtmeye mi çalışıyoruz?

Trajikomik Bir An

Bir gün bir arkadaşım, “Pardon ya, senin doğum gününü unuttum!” dedi. Bunu derken gözleri bir telefon ekranına bakıyordu. O an düşündüm: Pardon, hatayı hafifletmekle mi kalıyor yoksa tamamen yok mu sayıyor? “Özür dilerim” dese, belki kendini biraz kötü hissedecek ama bana olan saygısını gösterecekti. Oysa “pardon”, suçu benim beklentime yükledi: “Abartma, herkesin başına gelebilir.”
Pardon: Büyümeyen Kelime

Belki de sorun kelimenin kendisinde. “Pardon”, Fransızcadan geçmiş, bir yabancı gibi hâlâ. Türkçedeki “affedersin” veya “kusura bakma” kadar derin değil. Belki bu yüzden, hayatımızda gerçek bir ağırlığı yok. Onu sıkça kullanıyoruz ama arkasında pek bir duygu barındırmıyoruz.

Pardon mu Özür mü?

Sonuç olarak, pardon, özür dilemenin kolay yolu gibi görünebilir ama aslında bazen daha çok can acıtabilir. Çünkü karşımızdakine, hatamızı gerçekten anladığımızı değil, sadece geçiştirdiğimizi hissettirebilir. Belki de bu yüzden, hatalarımızı büyüklüğüne göre sınıflandırmalı ve gerektiğinde o zor kelimeyi söylemeyi öğrenmeliyiz: “Özür dilerim.” Ama tabii, küçük bir çarpmadan sonra özür dilemek de biraz dramatik kaçabilir. Her şey yerinde ve dozunda!

Peki sizce? Pardon, özür dilemenin küçük kardeşi mi yoksa sahte bir kılıf mı?







Etiketler :

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Aslının Günlüğü Haberleri

YAZARLAR
HABER ARA
HABER ARŞİVİ
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI