![]() |
Tweet |
MODERN ÇAĞIN BÜYÜCÜLERİ
Büyücüler Artık Pelerin Değil, Kod Giyiyor…
Eskiden büyücüler, uzun pelerinleri içinde kazan başında karışımlar yapar, gizemli dillerde mırıldanarak geleceği okurlardı. Bugünün büyücüleri ise kod satırlarıyla oynuyor, algoritmaları eğitiyor ve büyülerini veri tabanları üzerinden yapıyorlar. Artık ne yiyeceğimize, ne okuyacağımıza, hangi filmi izleyeceğimize, hatta kime âşık olacağımıza bile bu modern büyücüler karar veriyor.
Düşünsene, sabah gözünü açıyorsun, elini telefona uzatıyorsun. Sosyal medyaya giriyorsun, haber akışın önünde. Ne okuyacağına sen mi karar verdin, yoksa birileri senin yerine mi seçti? İtiraf et, bazen öyle videolar izliyorsun ki “Ben buraya nasıl geldim?” diyorsun. İşte bu modern büyücüler iş başında!
Peki, bu büyücülerin büyüleri nasıl çalışıyor?
1. Algoritmalar: Dijital Çağın Kehanet Sanatı
Eskiden falcılar, avuç içimize bakarak geleceğimizi söylerdi. Şimdi algoritmalar, her hareketimizi analiz ederek bizim ne yapacağımızı biliyor.
Google’a "Tatilde nereye gidilir?" yazdın mı? 10 dakika sonra Instagram’da otel reklamları görmeye başlarsın.
Bir arkadaşına "Spora başlamam lazım" dedin mi? YouTube'da aniden "15 günde karın kası yapmanın yolları" önerisiyle karşılaşırsın.
WhatsApp’ta "Kedileri çok seviyorum" yazarsın, ertesi gün "Sokak kedilerine yardım etmenin 7 yolu" başlıklı bir içerik karşına çıkar.
Yani büyücülerin artık kristal kürelere ihtiyacı yok. Biz onlara tüm bilgileri veriyoruz, onlar da ne yapacağımızı bizden önce biliyor.
Ve en ürkütücüsü… Biz bunu normal sanıyoruz.
2. Özgürlük Yanılgısı: Seçimlerin Gerçekten Senin mi?
"Ben özgür iradeyle seçim yapıyorum!" diyenler… Emin misiniz?
Netflix, sana sürekli “Senin için seçtik” diyerek önerdiği dizileri dayatıyor. Amazon, "Bunu alanlar şunu da aldı" diye seni yönlendiriyor. Tinder, hoşlandığın insan tipini analiz edip önüne benzer yüzler çıkarıyor.
Eskiden aşk, bir rastlantının sonucu olarak ortaya çıkardı. Şimdi ise "Benim ruh eşim algoritmalar tarafından onaylandı" diye düşünüyoruz.
Seçim yapıyoruz ama neyin arasından seçim yaptığımızı belirleyen yine algoritmalar. Yani özgür irade sandığımız şey, aslında bir illüzyon.
3. Algoritmaların Gizli Gücü: Biz Onları Eğitmiyoruz, Onlar Bizi Eğitiyor
Zannediyoruz ki biz algoritmaları besliyoruz. Ama gerçek şu ki, algoritmalar bizi yeniden şekillendiriyor.
Kedi videosu izleyen biri mi olacaktın, yoksa komplo teorileriyle kafayı bozacak biri mi? YouTube'un öneri motoru senin kaderini belirliyor.
Diyet mi yapacaksın, yoksa “Kendini olduğu gibi kabul et” akımına mı kapılacaksın? Instagram’ın keşfet akışı seni seçimini yapmaya zorluyor.
Politik görüşlerin mi şekillenecek, yoksa seni öfke balonunun içine mi hapsedecekler? Twitter’da hangi içerikleri göreceğin çoktan senin yerine seçildi bile.
Günümüz büyücüleri, yalnızca seçimlerimizi yönlendirmiyor. Karakterimizi, fikirlerimizi, hayata bakış açımızı da dönüştürüyorlar.
Ve biz buna "Hayatın akışı" diyoruz.
4. Kara Mizah: Algoritmalar Seni Biliyor Ama Sen Onları Tanıyor musun?
Hadi dürüst olalım. Senin hakkında en çok şey bilen kişi annen mi, yoksa Google mı?
Bir gün sevgilinle tartışıp öfkeyle "Sevgiliden ayrılınca yapılacak şeyler" diye Google’a yazarsın. Ertesi gün Facebook’ta "Ayrılığı kolay atlatmanın yolları" başlıklı bir reklam görürsün. O da yetmez, Instagram keşfetinde "Erkekler neden terk eder?" videosu belirir.
Yani, algoritmalar seni yalnızca tanımıyor. Aynı zamanda yönlendiriyor, bir duygusal döngü yaratıyor ve seni oraya hapsediyor.
5. Peki, Ne Yapacağız? Kaçmak Mümkün mü?
Büyücülerden tamamen kaçamayız ama büyülerini çözebiliriz.
Farkındalık geliştir: "Bu içeriği ben mi seçtim, yoksa bana sunulanlar arasından mı seçtim?" sorusunu sor.
Önerilere diren: Netflix’in önerdiği dizileri değil, rastgele bir şeyler seçmeyi dene.
Tavşan deliğine düşme: Bir videodan diğerine geçerken kendine "Ben buraya nasıl geldim?" diye sor.
Bazen kendi algoritmanı boz: YouTube’da hiç izlemediğin türde bir şey aç, Instagram’da farklı içeriklere bak. Belki gerçekten seveceğin yeni bir şey keşfedersin.
Ve en önemlisi… Algoritmalar seni kandırmadan önce sen onları fark et.
Çünkü bu büyücüler sandığımızdan daha güçlü. Ama onların en büyük silahı, bizim farkında olmamamız.