Bugun...



Aslı Dönmez'den Modern Aşkın Çöküş Rehberi

"Seni Sevmek Değil, Seni Kazanmak İstiyordu. Kazandı ve Gitti!"

facebook-paylas
Güncelleme: 01-07-2025 07:44:00 Tarih: 29-06-2025 07:37

Aslı Dönmez'den Modern Aşkın Çöküş Rehberi

Aslı DÖNMEZ PAZAR Yazısı

Lovebombing, modern çağın sahte sevdası.

"Sevgilim Nereye Buhar Oldu?"

Bir zamanlar biri beğenince utanılırdı. Şimdi biri seni beğenince utanmadan profilini stalklayıp, beş yıl önceki fotoğrafına kalp bırakıyor. Yani utanma yok ama arsız bir algoritma var. O kadar filtrelenmiş bir dünyadayız ki, duygular bile filtreli: “sana çok aşığım ama rahatsız etmeden.”

İlişkiler artık eskisi gibi yaşanmıyor, çünkü eskisi gibi sabrımız yok. “Bekleyeyim, tanıyayım, anlayayım” devri bitti. Şimdi mod: “bir günde bağlan, ikinci gün kaybol, üçüncü gün terapide anlat.”

Lovebombing: İlk Bakışta Bağımlılık

Bu öyle bir sevgidir ki; tanıştıktan üç gün sonra seni annesiyle tanıştırmak ister, ama altıncı gün seni Google'dan bile sildirmiş olabilir. İlk başta öyle bir yoğunlukla gelir ki, zannedersin ki bu adam değil, duygusal bir ekspres kargo. Kapını çalar, kolunda gül, dilinde yemin, gözünde yapay bir romantizm...

Ama bu aşk değil. Bu, yüksek dozda sunulan sahte ilgiyle seni baştan çıkartıp, sonra “ben aslında hazır değilim” diyerek ortalığı ateşe verip kaçmaktır.

Narsist kişiliklerin el kitabı bu: önce seni yıldız yapar, sonra sana karanlık yaşatır.

Ve sen de hâlâ onun gerçek yüzünü anlamaya çalışırken, o çoktan başka birinin “kaderimsin” mesajlarına başlamıştır.

Ghosting: Dijital Çağın Terk Etme Biçimi

Eskiden birini terk etmek vicdan isterdi, şimdi Wi-Fi yetiyor. “Aradığınız kişiye ulaşılamıyor” sesinden sonra gelen sessizlik, artık ilişki statüsü oldu.

Modern ayrılıklar artık gözyaşıyla değil, son görülmeyle yaşanıyor. Ne bir açıklama, ne bir yüzleşme. Sadece: yokluk.

Bu kadar kolay silmek, bu kadar kolay kaybolmak... Çünkü karşındakini insan değil, kullanıcı adı olarak görmek artık norm. Ama bilmedikleri bir şey var: Ghosting yapan kişi, seni değil, kendi duygusal beceriksizliğini gizliyor.

Peki Neden Bu Hale Geldik?

  • Aşırı Seçenek Sendromu: Bir kişide hafif bir "olmama" hissi mi var? Hemen yedek listesine geçiliyor. Çünkü Tinder’da 3 kaydırma uzağında 17 potansiyel daha var. Aramaktan parmaklarda nasır, ama bağlanmaya gelince beyinler pas.
  • Tüketim Kültürü: “Emek mi? Aşkımız zaten Prime üyelikle geldi, 1 günde kargo bedava!” İlişkiler artık çaba değil, hız istiyor. Bağlantı var, bağ yok.
  • Psikolojik Kırılmalar: “Ben neden böyleyim?” sorusunun cevabını aramayan insanlar, “sen niye böylesin?” diye ilişkilerde patlıyor. Kimse kendini anlamadan başkasını seviyor, sonra olan ilişkiye oluyor. Duygusal zeka mı? O, emoji yollarken düşmüş valizden.

Enerji Meselesi: Kadın, Erkek ve Karmaşa

  • Erkekler: Eril enerji demek yön vermek, sorumluluk almak, kararlılık göstermekti. Ama günümüz erkeği Netflix dizisindeki karakter kadar kararsız: Hem aşk istiyor, hem yalnız kalmak. Hem bağlanmak istiyor, hem kayıtsız kalmak. Yani bir nevi duygusal "uçuş modu". Bazısı hâlâ "ben erkeğim, ağlamam" modunda; bazısı da duygularını ifade edemeyince "gölgeye çekileyim"ci. Eril enerji buhar olduysa, ilişkide pusula da şaşar.
  • Kadınlar: Kadın, dişil enerjisini korumaya çalışırken, modern dünyanın yükünü sırtlandıkça erkeksi tarafını büyüttü. Kendine yetmeye çalıştı, yetti. Ama yettikçe yoruldu. Duygusal olarak bağ kurmak isteyen kadın, karşısında “duygularını tarife dökemeyen” bir adamla karşılaştı.

Sonuç? Bir taraf aşırı sorumlulukta ezildi, diğer taraf hiçbir sorumluluğa yaklaşmadı bile.

Yeni Nesil İlişkiler İçin El Kitabı Tadında İşte Size Mini Sözlük:

  • Lovebombing: Yoğun, yapay sevgiyle manipülasyon.
  • Ghosting: Aniden ortadan kaybolma.
  • Breadcrumbing: Umut kırıntıları atarak oyalama.
  • Orbiting: İletişimi kesip sosyal medyada takipte kalma.
  • Benching: Yedekte tutup yeri geldiğinde sahaya sürme.

Sonuç:

İlişkiler artık üç hâlde yaşanıyor: Ya fazla hızlı, ya fazla stratejik, ya da fazla yalnız. İnsanlar gerçek yakınlığı unuttu, çünkü maskelerle yaşamaya alıştı. Ve her maskenin ardında, “acaba bu sefer biri gerçekten beni sevecek mi?” diyen küçük bir çocuk var. Ama o çocuk her seferinde bir ghosting yiyor.

Ve soruyorum:

Gerçekten sevilmek mi istiyoruz, yoksa sadece beğenilmek mi?

Kadınlar eril enerjiyle kendini tüketirken, erkekler neden hâlâ duygusal yükü paylaşmaktan kaçıyor?

Birbirimizi sevemeyecek kadar mı yorgunuz, yoksa sevmeyi unutturacak kadar mı yalnızız?

 







İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Köşe Yazarları Haberleri

YAZARLAR
HABER ARA
HABER ARŞİVİ
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI